Gidenin ardından...

İncinmek... en sevdiğinden, en derinden... Avuç içlerini öptüğüm kolay mı geldi "zaten gelmeyecekti" demek?  Gel desen ölürdüm, arasan aşkım desen emret kurban olduğum derdim.Ne gurur kalırdı ne kırgınlık ne inat..  Bir kelime be,  diyebilsen hepsi geçerdi biliyorsun. Başka sevmiştim, hüzünlüyüm... Bahar yok artık, gitti. Baharım sendin, bitti :(

Kaybedilen İnsanlik Üzerine

Gaziantep'te bir çoban tarafından sapkınca tecavüze uğrayan 9 aylık bebegin kolon bağırsağı parçalanması ve iç kanaması geçirmesi sonucu hayatını kaybettigi yönünde bir haber dolaşıyor ortada. Gaziantep Valiliği'nden konu ile ilgili basın açıklaması da gelmişti olay ilk  duyulduğunda. Talihsiz kuzunun bu şekilde can vermesi durumunu ilgili kurumlarda calisan arkadaslarimdan teyit ettim. Haberin geçeği yansitmadigini soylediler. Yani bağırsak parçalanması durumu yok dediler en azından :( 
Aldığım haber içimi soğuttu mu tabi ki hayır. Günlerdir atamıyorum içimden. Dünyayı nasıl bu hale getirebildik? Damacanaya, kediye köpeğe minicik bir bebeğe tecavüz edecek kadar nasıl alçalabildik?

Her ne kadar haberin dogrulugunu (bebegin ölümu kismini)resmi kaynaklardan teyit edememiş olsam da bu 9 aylik bebege tecavuz edildigi gercegini degistirmeyecek.

Deniz kiyisina vuran Aylan, korkulu gozlerle hicbir seyden habersiz ambulans koltugunda yuzundeki kani silen Ümran, üstlerine bombalar yagdirilan kolu bacagi kopup bu yasta sakat kalan,  en iyi ihtimalle anne,baba, kardeslerinden sadece birisini kaybetmis olan, dugunde gelinin kinasini almaya gittigi icin yarali kurtulan cocuklar ve dugun diye gittiginiz yerden enkaz icinde yarisi yanmis cocuk ayakkabisi cikmasi yeterince insanligimizi kaybettigimizin gostergesi.

simdi dokuz aylikken tecavuze ugramis bebegin yasadigi travma sonrasi  olmemis olmasi kaybettigimiz insanligimizi geri getiremeyecek malesef.sucsuz hic bir seyden habersiz masum cocuklari onun bunun dunya sevdasina kurban ediyoruz, hic birimizin de itirazi yok bu duruma.Zihniyetiniz batsın!!! Yer yarilsin da icine girelim hepimiz!!!

Canini sevdigim ne de guzel demis;

"Burası dünya!
 Ne çok kıymetlendirdik.
 Oysa bir tarla idi;
 Ekip biçip gidecektik.."

                       "Cahit Zarifoğlu"

SENFONİ- Turgut UYAR

  “Önce sesin gelir aklıma 
 Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm 
 Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli 
 Sonra cumartesi günleri gelir 
 Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum 
 Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.” 
                                                        'Turgut UYAR'

Dünya Kadınlar Günü ve Erkeklerin Dramı

Kadın ve erkeğin gerçek manada eşitliğinin yaşanmadığı bir dünyada 'Dünya Kadınlar Günü' kutlamayı reddediyorum. Misalen; şu fani dünyada kadınların günü varken; 'aşkııuuummmmm çocuklarına ana sana avrat olacam, her daim bu gördüğün yüz ile kalacam, anana ana babana baba diyecem' vaadleri ile kandırılarak nikah masasına oturtulduktan sonra adamcağız akşama kadar eve ekmek getirmek için çalışmış olmanın yorgunluğu ile kapıya geldiğinde dip boyası gelmiş çakma sarı saçı dağılmış, gri penye eşofman altı ve üstte göbeğini fırlatan badisi, günü müge anlı dan seda sayana kanal değiştirmekle geçirmiş, gününü akşama kadar yeni keşfettiği feysbuk hesabından ay bebeğim harika çıkmışsıııaaannn iletisi yazmakla geçirmiş, flört döneminde yüz kilo makyaj yapmış görüntüsünün aksine çatlamış topuğuna güllü vazelin sürmekten aciz bir hatunla karşılaşan emekçi erkeklerin gününün olmadığı bir dünyada kimse kadın erkek eşitliğinden bahsetmesin bana. evet size söylüyorum şiddetin farklı türlüsüne maruz kalmış hala dünyada bir günü bile olmayan erkekler, birleşinnnn !!!

Şakası bir yana ben kadınım, ben erkeğim diye sivrilmek yerine mahalle tabiriyle azrail ile akraba olsak ancak yüz yaşayacağımız dünyada insan olmanın keyfine varsak da her gün insan olarak yaratılmanın ve insanca yaşamanın onurunu hissetsek iliklerimizde. 
Yani diyorum ki birine tecavüz etmek geçiyorsa içimizden gözümüzün önüne 'aaa bu kadın, kadına tecavüze hayır' pankartları geleceğine 'insanın helali olmayan insana, insanın hayvana, insanın herhangi bir nesneye böyle bir ahlaksızlık yapmasına hayır, insan olan bunu yapmaz' gibi bir düşünce geçse diyorum. 
Yani diyorum ki; birini dövmek geçiyorsa içimizden ' kadına şiddete hayır' pankartları yerine 'kime uygulanırsa uygulansın şiddetin her türlüsüne hayır' diyebilsek. çünkü olay kadına şiddeti aştı her şeye şiddet var. gücü yetenin gücünün yettiğine her şeyi yaptığı bir dünya olduk.
Keşke diyorum ağaçlara hayvanlara, insanların tamamına bir şekilde şiddet uygulanırken, tüm dünyanın gözü önünde hiç bir şeyden haberdar olmayan çocuklar kolsuz, bacaksız, anasız, babasız, aç, susuz ölüme mahkum edilirken ‘ insanız biz, insan olan bunu yapmaz diyebilsek de, sonra da avazımız çıktığınca dünya insan olma günümüzü kutlayabilsek. keşke...

oğlumu kreşe bıraktım dün :(

           Dün iş çıkışı oğlumu kreşe götürdüm ilk defa.bir kaç saat kalsın çocuklarla kaynaşsın istedim.başka çarem kalmadı en geç pazartesi kreşe başlayacak.hatırladıkça gözlerim doluyor. ablanın kucağındaydı gel oğlum dedim hıçkır hıçkıra boynuma sarıldı. eve gelene kadar da ayrılmadı.eve geldiğimizde hala içini çekiyordu. haklı ama kuzum.hiç ayrılmadık ki biz :( tanımadığı birilerinin yanına hiç bırakmadım onu.o kadar üzüldüm ki.çalışmak zorunda olan anne olmak istemiyorum. belki biraz rahatlarım diye sizlerle paylaşmak istedim ama yazarken bile gözyaşlarımın yanaklarımdan süzülmesine engel olamıyorum.

      Oğlum benim Allah sana uzun ömürler versin bir daha da üzüntüden hıçkıra hıçkıra hiç ağlatmasın seni. dilerim her zaman mutlu olursun. mutluluktan boynuma atıldığın anları da yaşarım inşAllah.

        Vee son bir şey daha var  seni başkalarına bilmediğin bir ortama bıraktığım için çok özür dilerim...

dün geceden beri yağmur var Osmaniye deeeeee,

gözlerim dolu dolu oluyor tv sizliğe

elektrikler kesilmiş gibi masum

işe gittim bu sabah

geldiğimde d smart sinyal yoktu

internette gezinmek getirmez ki seni bana

tv mi istiyorummmmm

          Malumunuz süt iznim dolayısıyla işten biraz erken geliyorum ve eve geldiğimde oğluşumla ilgilenirken sürekli açık olan televizyona da gözüm kayıyor.o evdeki 3. kişi sanki.hep sesi var kulağımda.fakat bugün eve geldiğimde Osmaniye de dün gece başlayan ve şakır şakır yağmakta ısrar eden yağmur hala dinmediği için süper, muhteşem aman yarabbim dedirtecek, harika ötesi cihazımız ki biz kendisine d smart diye hitap ediyoruz sinyal yok şeklindeki kısa ve öz açıklaması ile görüntü vermeyi kesmiş.bülbül gibi şakıyan tv nin  çıtı çıkmıyor. biraz sağını solunu karıştırınca gördüm ki bu defa problem saygıdeğer cihazımızdan kaynaklanmıyor, balkondan gelen kablo kopmuş.uğraşayım dedim beceremedim.ve okuduğunuz üzere aldım dizime bilgisayarı yazıyorum. 

     Yağmurlu günlerde sinyal yok diyerek beni tv den mahrum etmişliği olmasına rağmen bu defa d smartın suçu yok aslında.Yine onlardan biri sandım napim canım insanım ben de. bu arada basit kablo arızasını size anlatırken kullandığım birtakım tamlamalar daha önceki kızgınlığımdan kaynaklanmakta.yani bi kablo çıktı yayın gitti diye d smart ı suçlamıyorum, d smart ı karalamak da değil amacım.Almak isteyen alsın denesin. Ben zamanında 'bir kere alın başka hiç bir ücret ödemeden şu kadar film kanalı şu kadar belgesel kanalı vb. izleyin üyelik ücreti yok bilmem ne yok' denilip  bir çok kanalı izleyebilmek için ayrı ayrı paket  almam gerektiği gerçeğiyle yüzleşince gıcık olmuştum zaten.Yayın akışının hava şartlarıyla gidişi de tuzu biberi oldu.Bir tüketici olarak eleştiri yapma hakkım olduğu kanaatindeyim.Yani firma yetkilileri duyuyorsanız eğer beni ürününüzü karalamakla suçlamak yerine d smart paketlerini vaadettiğiniz gibi ücretsiz yapın film izlemek istiyorum.daha da önemlisi yağmur lütfen artık dur çünkü tv izlemek istiyorum.tamirci gelsin eve.

muhtemelen kafam yerinde değil ama yine de yazının ana fikri elindekinin kıymetini kaybedince anlıyormuşsun olsun :)

edit  :  tv si olmayan kızın dramı  ehehheeeeühüüüüüü :)

iyiki doğdun feyzaaaaööööuuuuvvvv :)

Son günlerde kıymetini daha da bir anladığım uzaktan kumandam, market görevlim, ayak işleri ustam, meyvelerin önüme soyulmuş ve dilimlenmiş halde gelmesini sağlayan bıçak operatörüm, canı iş yapmak istemezse bir o kadar duyarsız, hiçbirşeyin farkında değilmiş, mutfaktan ona duyurmak için çığlık boyutuna ulaşmış feyzaaaauuuuööööö haykırışlarınızın arkasından odaya gidip gözüne baktığınızda gayet şaşkın bir edayla " aa abla hiç duymadım bana mı seslendin" diyebilen, televizyon kumandası, cep telefonu, ve internet olmadığında intihara sürüklenmesinden endişe duyduğum,kendince  "abla abime sen söylesene" ses tonu geliştirmiş, ablaaaaaa saçımı yapar mısııuuunnnnn, uffff yaaa saat de gene 4 buçuğa geliyo, ayyyy hiç okula gidesim yok cümlelerini her Pazar yineleyen, ve 10 dk daha tv seyredebilmek gayesiyle evden erken çıkaramadığım, arkasından  okul servisine yetişebilsin diye dua ettiğim, abimin deyişiyle ailenin akıl küpü, aldırmayı kafasına koyduğu eşyaları kumbaramdaki paralar bi biriksin kendime şundan alacağım şeklinde dile getirdiğinde abisinin olmazsa annesinin duygularının sömürüleceğini ve o şeyin mutlaka alınacağını kavramış, iki senedir kumbarasındaki paraya dokunmamasına rağmen bir çok eşya edinmiş, fiziki olarak hepimizi dövecek yeterlilikte, ama bunu aklına estiği zaman sevgi gösterisi yapmak için kullanıp, sarıldığında canımı çıkaran güzide insancık, Biricik bacıciiiiiiiiiiiimmmiiizzz o bizim. İYİKİ DOĞDUN İYİKİ VARSIN….SENİ SEVİYORUZ…